KONYA GIDA VE TARIM ÜNİVERSİTESİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE TARIMDA KURAKLIK ÇALIŞTAYI (6-7 HAZİRAN 2024)

      İklim değişikliği “karşılaştırılabilir bir zaman döneminde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik” biçiminde tanımlanmaktadır. Raporlarda 2050 yılına kadar iklim değişikliklerinden dolayı 143 milyon kişinin göçe zorlanacağı, bu süreçte küçük buzulların tamamen eriyeceği ve büyük olanların %30-70 arasında eriyeceği öngörülmektedir. Bu tarihten sonra ise etkilerin katlanarak artacağı tahmin edilmektedir.

      IPCC raporlarında; küresel ısınmada 1,5 ̊C artış sonucunda; daha çok sayıda sıcak dalgalar, daha uzun süren ılıman mevsimler ve daha kısa süren soğuk mevsimler yaşanacağı vurgulanmaktadır. Küresel ısınmada 2 ̊C artış olması durumunda ise aşırı sıcaklıkların daha fazla sıklıkla yaşanacağı ve tarım/sağlık açısından kritik eşik değerlere ulaşılacağı belirtilmektedir. Ayrıca sıcaklıkta 1-3,5 ̊C arasında artış meydana gelmesi durumunda orta enlemlerdeki iklim yapısının kutuplara doğru 150-550 km hareket edeceği ve bu durumda ekosistemin coğrafi dağılımının yeni şartlara göre değişiklik göstereceği ifade edilmektedir.

     İklim değişikliği nedeniyle bazı bölgelerde su döngüsü yoğunlaşarak daha şiddetli yağışlar görülmekte ve yağışların neden olduğu sel/taşkınlar artmakta iken diğer bölgelerde daha şiddetli kuraklıkların yaşandığı belirtilmektedir. Son olarak raporda, hidrolojik ve tarımsal kuraklığın artabileceği öngörülmekte olup küresel ısınmada minimum 2 ̊C yükseliş olması durumunda çoraklık ve yangın gibi afetlerin yaşanma ihtimalinin artacağı vurgulanmaktadır.

     Kuraklık, yağışların kaydedilen normal düzeylerin önemli ölçüde altına düşmesi sonucu arazi ve su kaynakları ile üretim sistemlerini olumsuz olarak etkileyen ve ciddi hidrolojik dengesizliklere yol açan doğal bir olaydır. Kuraklık, meteorolojik, tarımsal, hidrolojik ve sosyo-ekonomik olarak incelenmekte olup toprakta bitkinin ihtiyacını karşılayacak miktarda su bulunmaması tarımsal kuraklığı ifade etmektedir.

     Tarımsal ürünlerin arz ve talebinde meydana gelen değişimler üzerinde iklimsel faktörler etkili olmakla birlikte kuraklık koşullarında su varlığı arz miktarını belirleyen önemli girdilerdendir. Ancak yeryüzünde yaklaşık 1,35 milyar km3 su bulunmakta olup %97,5’i tuzlu sulardan oluşmaktadır. Kullanılabilen su miktarı ise dünyadaki su varlığının %1’lik kısmı ile sınırlıdır. Dünyada yıllık ortalama yağış 1.000 mm gerçekleşirken Türkiye’de ortama 643 mm’dir. Türkiye’de ise kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.342 m3 olup 2040 yılında 1.120 m3’e düşeceği tahmin edilmektedir. Bu değere göre Türkiye “su stresi” olan ülkeler arasındadır. Nitekim 80 ülkede su sıkıntısı ve 39 ülkede gıda sorunu yaşandığı bilinmektedir. Dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyar olması beklenmekte olup nüfusun besin ihtiyaçlarının karşılanması için gıda üretiminin yaklaşık %60 oranında artırılması gerekmektedir. Bu artış sağlanırken küresel ısınmanın etkisiyle verimin %20-40 arasında azalma ihtimali dikkate alınmalıdır.

     Dünyada ve Türkiye’de kullanılan suyun yaklaşık %70-77 tarım sektöründe sulama amaçlı değerlendirilmektedir. Bu nedenle nüfusun ihtiyacı olan gıda arzını gerçekleştirirken iklim değişikliğine, buna bağlı olarak yaşanan kuraklığa ve su kaynaklarının mevcut durumuna dikkat edilmelidir. Bu noktada tarımsal üretimde kuraklıkla mücadelede su kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ön plana çıkmakta olup bu durumu su yönetimiyle özetlemek gerekir. Nitekim su yönetimi; canlıların ve toplumun bütün kesimlerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak, havza bazında su kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak, korumak ve olumsuz etkilerini kontrol altına almak maksadıyla yapılacak koordinasyon, planlama, organizasyon, yatırım, izleme, izin, denetim ve yaptırım faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanmaktadır.

     Bu sorunların çözümünde öncelikle “iklim değişikliği ve kuraklık” konusu açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu doğrultuda çiftçilere bilinçli tarım yöntemleri hakkında bilgilendirme yapılarak küresel iklim değişikliklerine karşı geleneksel tarımdan modern tarıma geçiş sağlanmalıdır. Ayrıca sürdürülebilir kırsal kalkınmaya destek vermek, bölge halkının gelir düzeyine katkı sağlamak, yaşam kalitesini arttırmak için bölge tarım potansiyelinin optimal dü- zeyde kullanılmasına yönelik amaç ve stratejiler geliştirilmelidir.

     Kuraklık sorununa çözüm arayışında, yapılması planlanan çalışmalara yön verilmesi, etkili yöntem ve uygulamalara başlangıç sağlanabilmesi, çiftçilerimizin iklim değişikliği ve kuraklık sorununa karşı bilinçlendirilerek karşılaştıkları sorunlara çözüm noktasında destek verilmesi ve Ülkemizin geleceğinde sürdürülebilir, ekosistem dostu tarımsal uygulamaların ortaya konması amacıyla çalıştayımız hazırlanmıştır.

     Konunun tüm detayları ile bilim insanları ve çiftçilerimiz tarafından ve ele alınacağı çalıştayımıza üst düzey önem vererek soruna içten duygularla çözüm arayan ve destek sağlayan başta Sayın Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı, Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Sayın Ramazan Erkoyuncu, KGTÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Kılıç ve KGTÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. Erol Turan beyefendilere sonsuz şükranlarımızı sunuyor ve çalıştayımıza sizleri davet ediyor, başta üreticilerimiz olmak üzere tüm faydalanıcılara yararlı olması dileklerimizle saygılar sunuyorum.

Prof. Dr. Kubilay Kurtuluş BAŞTAŞ

Düzenleme Kurulu Başkanı